Allah tarafından bize verilen her şey ibahadır, temlik değildir. Yani emanet olarak kullanmak üzere verilmiştir. Mülk olarak değildir.
Ey insan ve ey nefsim, muhakkak bil ki: Cenab-ı Hakkın sana nimet olarak verdiği vücudun, cismin, azaların, malın ve hayvanatın ibâhadır, temlik değildir. Yani, istifaden için kendi mülkünü senin eline vermiş, istifade et diye ibâha etmiş. Senin gibi, idare etmekten hakikaten aciz ve tedbirden cidden cahil bir şahsa temlik etmemiş. Çünkü, mülk olarak verseydi, idaresini sana bırakmak lazım gelirdi.
Acaba en kolay, en zahir ve daire-i ihtiyar ve şuurda dahil olan bir midenin idaresini yapamadığın halde, nasıl göz ve kulak gibi daire-i ihtiyar ve şuurun haricinde idare isteyen şeylere malik olabilirsin?
Madem sana verilen hayat ve hayata lazım olan şeyler temlik değil, ibahadır. Elbette ibahanın ilkesi ile hareket etmek lazımdır. Yani, nasıl bir zat, ziyafete misafirleri davet eder. Onlara, meclis ziyafetindeki eşyadan ve ziyafetten istifadeyi ibahe ediyor, temlik etmiyor. İbahe ve ziyafetin kaidesi ise, ev sahibinin rızası dahilinde tasarruf etmektir. Öyleyse israf edemez, başkasına ikram edemez, sofradan kaldırıp başkasına sadaka veremez, dökemez, zayi edemez. Eğer temlik olsaydı, yapabilirdi ve kendi arzusuyla hareket edebilirdi.
Aynen bunun gibi, Cenab-ı Hak sana ibaha suretinde verdiği hayatı intiharla sonlandıramazsın, gözünü çıkaramazsın ve manen gözü kör etmek demek olan gözü verenin rızası haricinde harama sarf edemezsin. Ve hakeza, kulağı ve dili ve bunlar gibi cihazatı harama sarf etmekle manen öldüremezsin. Ve eti yenilmeyen hayvanını lüzumsuz tazip edip katledemezsin.
Ve hakeza, bütün sana verilen nimetler, bu dünya misafirhanesinin sahibi olan Mihmandar-ı Kerim-i Zülcelalin kavanin-i şeriatı dairesinde tasarruf etmek gerektir.
***
İbaha: Fıkıh usulünde mükellefin yapıp yapmamakta şer‘an serbest bırakıldığı fiilleri, fıkıhta ibâha denen bazı yetki ve izinlerin konusunu yahut sonucunu belirtmek için kullanılan bir terim.
Temlik: bir mülkü birine mülk olarak verme, birini mülke sahip kılma.
Kaynak: Barla Lahikası – sh. 327