Bilginin Kaynak­ları ve Bilim

Bilim ne demektir?

Bilimsellikten ne anlaşılması gerekir.

Bilim, çeşitli bilgi türleri içinde kendine has özellikleri olan bir bilgi çeşidi olarak tarif edilir. Bilimin amacı, en geniş manasıyla evreni anlamaktır. Bilim bu amaca erişmek için de olguları tanımlama ve açıklama yollarına başvurur. Tanımlamada bir olgunun meydana gelişi tespit edilirken, açıklamada olgunun teşekkül sebebi ortaya konur. Günlük bilgi, bilimsel bilgi, sanat bilgisi, dini bilgi gibi bilgi türleri sayılabilir. Bu bilgileri birbirinden ayıran özelliklerin başında farklı metotlarla elde edilmeleri gelir. Herhangi bir bilgi deneyle, gözlemle, akılla, tecrübe ile, sezgi ve mantık gibi metotların bir veya birkaçını kullanarak elde edilebilir ve ona göre bilgiler arasındaki farklılık ortaya çıkar.

Nitekim matematik, mantık gibi formel bilimlerde gözlem ve deneyden uzak, daha çok akla dayanan bir metot kullanılırken; fizik, astronomi ve biyoloji gibi bilimlerde deney ve gözlem daha önemlidir. Diğer taraftan tarih ve toplum bilimlerinin de kendine has farklı metotları vardır.

Bu açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, her çeşit bilgi bilimseldir. Ancak elde ediliş metotları farklıdır. Bu bilgi çeşitlerinden birisi de bilimsel bilgidir ve o gözlem ve deneye dayanır. Bilimsel bilginin farkı, sadece deneye ve laboratuvar gözlemlerine dayanan bir bilgi olmasıdır.

Bilimler tek bilgiye indirgenmek isteniyor

Pozitivist felsefe taraftarları ve ateist evrimciler, bütün bilimleri bilimsel bilgiye indirgemeye çalışırlar ve diğer bilgileri bilgi olarak kabul etmek istemezler. Oysa bu anlamsız ve yanlış bir tutumdur. Bilimsel bilginin dışındaki bilgilere itibar etmeyecek olursak, laboratuvara girmeyen, sosyal, felsefi ve dini sahalardaki eğitim kurumlarını nereye koyacağız? Edebiyat fakülteleri, İlahiyat fakülteleri, İşletme, Siyasal ve Hukuk Fakültelerinin bölümlerinde okutulan ve öğretilenleri, hatta matematiği bilim saymayacak mıyız?

Bilimde, akıl ve mantık kullanılır, objeler arasında kıyaslama yapılır, fikir yürütülür. Bunlar laboratuvara girmedi diye bilim dışı sayılamaz. Bir konu Kur’an’da geçiyorsa ya da bir hadis kitabında yer alıyorsa, o da bir bilgi çeşididir.

Bilimlerin birbirleriyle bağlantılı olduğu dikkate alınmalı, fakat tüm bilimlerin de söz gelimi fiziğe indirgenemeyeceği de göz ardı edilmemelidir.

Gerçekler ve bilimsel bilgi

Bu açıklamalardan sonra yukarıdaki soruya dönersek, Hz. Âdem babamızın ve Hz. Havva validemizin yaratılışlarının bilimsel bir olay olduğu anlaşılır. Ancak, bilimsel bilgi değildir. Yani, karbon ve oksijeni laboratuvarda bir araya getirirsiniz. Karbondioksit ortaya çıkar. Bu bilimsel bir bilgidir. Ama, Hz. Âdem’in ya da Hz. Havva validemizin yaratılışını laboratuvarda tekrar gözlememiz mümkün değildir.

Siz dedenizin dedesinin varlığını deneyle gözleyemezsiniz.

Ona ait kemik vs. delilleri de bulamasanız, o zaman onun varlığı da bilimsel ve gerçek değildir mi denilecek. Laboratuvara girmeyen meseleleri bilimsel kabul etmiyorsanız, şu halde dedenizin varlığını da inkar etmeniz gerekir. Dedenizden önceki bütün sülalelerinizi öğrenmek ve onlar hakkında bilimsel bilgi elde etmek için, deneyi ve Laboratuvarı mı düşünürsünüz? Ya da dedelerinizin yaşamış olduğunu deneyle mi ispatlamaya çalışırsınız?

Gözlem ve deney tek bilgi kaynağı değildir

İşte bütün bunların yaratılışı tekrar gözlenemiyor diye, o yaratılış olaylarının cereyan etmediğini iddia etmek, bilimsel bir yaklaşım değil, ideolojik bir davranıştır.

***

 Prof.Dr. Adem Tatlı

canertaslaman.com

    Leave Your Comment

    Your email address will not be published.*