Bilge ve Bilgin

Bilgelik Öğretisi Bağlamında Kendini Bilmek Platon’un felsefesinde bilgeliğin ne olduğuna dair anahtar ve giriş niteliğindeki metin Kharmides adlı diyalogdur. Bu eserde Platon, beden sağlığı ile ruh sağlığı arasındaki bağı vurgulayarak bilgeliği, sağlıklı yaşamanın temel ilkesi olarak tanıtır ve sonra ne olduğunu sorgulamaya açar. Bu bağlamda bilgeliğin Eski Yunan kültüründeki “eylemde bulunurken ölçüyle ve ağırbaşlılıkla yapmak” , “utanmak ve edeple hareket etmek” , “kendi işini görmek” ve nihayet “kendini bilmek” gibi anlamlarını sırasıyla sorgular.

BİLGELİK

Montaigne: “Çağımızda yüzlerce işçi, yüzlerce çiftçi gördüm ki üniversite rektöründen daha bilge ve mutluydular; ben daha çok onlara benzemek isterdim.”

Bilge, iç çalkantılardan ve ihtiraslardan arınmasını bilen akıllı bir kişidir. Bilgelik ise, bilge kişinin özelliğidir. Bilgelik bilime kıyasla sezgiseldir ve bazı konteksler de mistik ve dini bir özellik gösterir.

Bilgenin en büyük özelliği, her konuda ölçülü olmasıdır. Bilgeliğe tarih boyunca dini bir anlam yüklenmiştir; ama din dışı alanlarda da çok kullanılmıştır. Genel olarak bilgelik, insanın bilinçli yaşaması anlamına gelmektedir.

Kişi, bilgi edinerek bilge olamaz; ancak bilgiyi iyi uygulayabilir ve hayata geçirebilirse bilgelik yoluna girebilir. Unutmamak gerekir ki sadece bilgiyi artırmak bilgeliği beslemez. Edinilen bilgi, eğer kullanılıyorsa yükseliş yolunu aydınlatır. Bilgelik, bilginin hayata uygulanmasıdır; çok şey bilmediğimizin farkına varmaktır.

Her Bilgin Bilge Değildir

Bilge, bilginden farklıdır. Bilgenin hayatını, bilgi ve şuurlu düşünce yönlendirir. Genel olarak, kendi dışındaki nesnelerin, insanların ve olayların bilgisine sahip olana bilgin, kendini bilene de bilge denir.

Aynı olaya bilge ile bilgin farklı şekilde bakarlar. Bilgin, olaylara olumsuz anlam yükleyebilir ve sonuçta perişan olabilir. Birçok bilim adamının intihar ettiğini duyuyoruz. Oysa bilge, her olaydan ders alır ve olayları kendi bilincini artıran bir araç olarak görür. Bilgeye göre her insan ve her olay herkes için bir öğretmendir. Öğretmen gözü ile bakılan bir şey kişiyi kızdırabilir mi? Onu bunalımlara sürükleyebilir mi? Hayır. Bu bakımdan bilge, elindeki imkanları en iyi şekilde değerlendirir, önüne konmuş her şeyin keyfini çıkarabilir, olmayan bir şeyin hasretini de çekmez.

Bilge, olaylara mümkün mertebe tarafsız bir şekilde yaklaşır. Genellikle hiçbir şeye itiraz etmez. Her şeyin kendisine ve insanlığa vereceği katkıyı düşünür. Bu yüzden de intihar eden bilgeye kolay kolay rastlanmaz.

Birtakım bilgileri hafızaya yerleştirmek kişiyi bilgelik yoluna götürmez; hatta öyle bilgiler vardır ki kişiyi bilge yapması bir yana onun için bir yüktür. Bu yüzden bilge, kendine faydası dokunmayacak bilginin peşinden koşmaz; ama bilgin öyle değil. Çoğu bilgin taşımış olduğu bu gereksiz bilgiler yüzünden bilgeliğe yönelemiyor. Kişilik özellikleri de gelişmiyor; çünkü o, olayların çok fazla etkisinde kalıyor.

Bilgelik her şeyden önce yüksek şuurluluk halidir. Bu haldeki insan, her şeyin insanın tekamülü için olduğunu fark eder. Kötü olarak nitelenen olaylardan bile ders alır.

Bilgelik, hayatın doğal akışını ve evrenin işleyişini az da olsa fark etmekle başlar. Bu fark edişle birlikte kişinin bir şey yapabilme özellikleri de gelişir. Bu özelliklerin gelişmesi yeni seçenekleri ve bilinmeyen yolları keşfetmeyi kolaylaştırır. Bu yollardan biri de bilgelik yolculuğudur.

* * *

Bilgeliğe Yöneliş – Zülfikar ÖZKAN, Hayat Yayınları

    Leave Your Comment

    Your email address will not be published.*