Hastalık deyince insanların çoğunun aklına kış hastalıkları gelir. Nezle, grip, boğaz ağrısı, ateş, burun akıntısı… Gerçekten de dünyada en sık rastlanan enfeksiyonlar bunlardır.
Antibiyotiklerin pek çoğu kış hastalıkları için kullanılmaktadır. Kış hastalıklarının neredeyse %90’ı virüsler tarafından meydana getirilir. Bu viral hastalıklarda antibiyotik kullanmak virüsler üzerinde etkisizdir.
Antibiyotiklerin çok yan etkileri vardır. Bir kür antibiyotik kullanmak, vücutta bulunan probiyotiklerin %95’ini öldürüyor! Bizleri zararlı mikropların yaptığı enfeksiyonlara karşı koruyan probiyotikler bağışıklık sistemimizin ilk savunma hattını oluşturan faydalı bakterilerdir.
Gribe neden olan influenza virüsleri, yapıları gereği çok kolay ve hızlı mutasyona uğrarlar. Bu özellikleri nedeniyle grip salgınlarına yol açarlar.
Gribe karşı nasıl daha dirençli oluruz?
Gripten korunmak için alınacak ilk tedbir, bireylerin bağışıklık sistemlerinin güçlü olması ve hijyen kurallarına uyması gerekir. Daha önce geçirilen grip enfeksiyonlarına karşı vücutta gelişen bağışıklık, gripten korunmada en önemli faktördür. Düzenli el yıkama alışkanlığı ve kapalı ortamları havalandırılmak bile, grip salgınlarından korunmada oldukça önemlidir.
Grip aşısı olmalı mıyız?
Her sene yenilenen grip aşıları, bir önceki senenin grip virüsü suşlarına (ailesine) göre hazırlanır. Geçmiş dönemde hastalık yaptığı tespit edilmiş olan virüslerden korur, gelecekteki grip virüslerine karşı korumaz. Grip virüsü sürekli olarak mutasyona uğrar. Önümüzdeki yıllarda grip hastalığına yol açacak virüsün hangisi olduğunu önceden bilmek mümkün değildir. Grip aşısının yeni grip virüsü tiplerine karşı koruyuculuğu SIFIRDIR!
Grip aşısından beklenen en büyük fayda 65 yaş grubunu korumasıdır. Grip salgınından ölenlerin %90’ından fazlası 65 yaş üstü hastalardır. 65 yaş üstünde grip aşısının koruyuculuğu ise sadece %9 dur. En fazla grip aşısının yapıldığı ve grip hastalığı açısından bir başka önemli risk grubu, 2 yaş altı çocuklardır.
Yapılan çalışmalarda, grip aşısının felçlere neden olan Guillain-Barre sendromuna yakalanma riskini artırdığı gösterildi. Grip aşısı, dünyada hiçbir ülkenin zorunlu aşı programında bulunmamaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 2014 yılının Aralık ayında bir açıklama yayınlayarak, 2014 yılında üretilen grip aşısının, gribe karşı hiçbir koruyuculuğu olmadığını bildirdi.
Gripten nasıl korunacağız?
1- Bağışıklık sistemini güçlendirmek için yapılacak ilk iş, beslenmeyi düzenlemektir. Öğün atlamak ve uzun süre aç kalmak bağışıklık sistemini baskılar.
2- Bir kür antibiyotik almak, vücuttaki probiyotiklerin %95’inin kaybına neden olur. Probiyotikler (faydalı bakteriler), enfeksiyon yapan ajanları engelleyebilir. Bol miktarda probiyotik içeren fermente besinler, yani tarhana çorbası, ev turşusu, ev yoğurdu yemek enfeksiyonlardan korunmakta önemlidir. Şalgam suyunun grip virüsü ve grip hastalığını iyileştirmede etkili olduğu Japon bilim adamları tarafından ispatlandı.
3- Vücudumuzda meydana gelen hasarlarda tamir eden faktör kolesteroldür. Kolesterol vücudun yapı taşıdır. Bağışıklık sisteminin sağlıklı çalışabilmesi için kolesterole ihtiyaç vardır. Bu nedenle, enfeksiyonlardan korunmak için özellikle çocuklarda yağ kısıtlaması yapılmamalıdır.
4- Mevsimi dışındaki sebze meyveleri tüketmeyin. Kerevizin kış hastalıklarına ve gribe karşı korunmanızı sağlar. İşkembe ve Paça çorbası gibi çorbalar, hem kök hücre hem de yüksek oranda kolajen içerir. Bağışıklığı desteklerler.
5- Şekersiz olmak kaydıyla, her gün 4 fincan Grip Çayı içmelisiniz.
Grip çayı
Kaynamakta olan 1 bardak suyun içine kuru kök zencefil ile 3 diş karanfili atın. Ağzı kapalı olarak 6 dakika kaynatın. Ocağı kapattıktan sonra 1 tatlı kaşığı tıbbi adaçayı ekleyip, 10 dakika demlenmeye bırakın. Soğutmadan tüketin. Çocuklar için 1 çay bardağı, yetişkinler için 2 saatte bir, 1 su bardağı ölçüsünde içebilirler.
***
Kaynak: Akademik makaleler